18 Ekim 2010 Pazartesi

pazarlıklar...

daha hamile kalmadan pazarlığa tutuştuk biz beyimle.
tam anlamıyla pazarlık da değil aslında, pazarlık görünümlü dayatımlar.
"aş erirsem ve bunun zamanı gece yarısı olursa, söz veremezmiş", diye en başından söylemişti bizimki. en başı ki, daha evlenmemiştik bile. hala dün gibi aklımda; ipekçilik yokuşunu tırmanırken; "sana inat, hamsili pilav aşereceğim. şimdiden öğren bence" demiştim. o da "hamsiyi ve pilavı pişmiş hade buzlukta tutar, ısıtır üst üste koyarım, al sana hamsili pilav"  demişti, kolaycı sevgilim benim. şimdilerde de aş erme sadece ilk üç aydı, bitti diyerek, bu sebepten ananas talebimi unutup duruyor sanırım. 3 gün geçti ananasa kavuşamadık hala. gerçekten aş erip de, hamsili pilav istememiş canım, bolca miyavlar dururmuşum bi başıma...

bebek planladığımız günlerde, bebeği olan arkadaşlarımızdan sıklıkla iç açıcı tavsiyeler dinledik. "bebek doğunca, uykuyu unutun. yaşayan zombiler gibi gezeceksiniz. " o zamanlar baba aday adayı olan sevdiceğim,  bu iç açıcı tespitlerin sonunda; "eve gelince ben bebeğe bakarım ama gece uykusu konusunda biliyorsun, dayanıksızım. gece sen bakarsın." diye hemen pazarlıksız yorumunu ortaya atıvermişti.

bebeğimizin müjdeli haberini aldığımız ilk haftalarda;  internetten yavaş yavaş doğum ve bebek hikayelerini okumaya başlamıştık. bebeklerin ilk aylar kakalarını tamamen sıvı bir şekilde yaptıklarını okuyan baba adayı sevgilim; "aşkım çiş yaparsa ben altını değiştiririm ama kakasına sen bakarsın bi zahmet, biliyorsun kokuya karşı hassasiyetimi."bknz. şekil 1A- koşullu kaytaran baba adayı.

umarım bunlar sadece atma tutma kısımlarıdır. iş gerçekliğe gelince, dayatmasız paylaşımcılığa doğru yelken açarız el birliği ile...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder