26 Kasım 2010 Cuma

hamilelik ve öğütler...

* turşu yeme sakın! vücudun su toplar, şişersin.
son iki ay için geçerliği yüksek bir öğüt. yüksek tuz tüketimi;  ödem olarak tabir edilen, vücudun su toplaması durumuna sebep oluyormuş. gedelek'ten daha yeni erik turşusu almıştık, hay allah:P
* kutu süt içme, günlük cam şişede tüket! tetrapak kutularda uzun süre içecek tüketirsen alzeimher oluyormuşsun.
bugün söyledi bir arkadaş. 
"iyi de, yarım yağlı sütlerin günlüğü yok, onu ne yapacağız?" dedim de, cevap; 
"az tüket" oldu. 
hatırladın mı bilmem, hamileyim ben. o yüzden sütü mümkün olduğu kadar tüketmeye çalışıyorum, dedim ama içimden.
dışımdan; "hıı, tamam" dedim, konu kapandı.
* otobüste tekerlek üstüne oturma. çok hoplatır. 
ablacığım ve baba adayımızın tavsiyesi. bebeği sarsmamakta fayda var, elbet. 20.haftada şiddetli  tehlike arz ediyor mu bilemiyorum ama dikkatli olmaya söz verdim.
* maydanoz yeme, kas gevşetici özelliği varmış. erken doğuma sebebiyet veriyormuş.
doğruluğu konusunda hiçbir fikrim yok ama zaten maydanozla aram pek iyi değildir. asyamın babası bunu duyunca, "maydanoz sağlıklıdır, bol tüketmek lazım" nutuklarına doğum sonrasına kadar ara vermiş oldu.
* ilk tekmesini hissettiğinde kime bakarsan, bebek ona benzer.
allahtan arabayla annemlere giderken ilk tekmesini attı da, şaşkınlıkla babasına baktım hemen. babası gibi uzun kirpikli ve gamzeli olsun benim kuzuuuum:))

* ot,çöp, meyve, tatlı, şerbet tüket, sütün bol olsun.
yalan, yalan, yalanmış...
sakın inanmayın. doktorum özellikle en başından belirtti. sütün bol olması bol su tüketimi ile alakalıymış. anahtar su ve sütte. öyle şerbetler, tatlılar, yumurtalar falan, hikaye, inanmayın :))
fotoğraf: http://www.bebegim.web.tr/

21. hafta ve asya kıpır kıpır...

o kıpırdandıkça yüzüm gülüyor. herşey yolunda diyorum kendime.
özellikle sabahları ve akşamüstleri ben ofiste bilgisayar tepesindeyken hareketleniyor. oturma pozisyonumdan hoşlanmadığını düşünüyorum.
-anne yaaaa, sıkıştım yaaa, çekilseneee
diyormuş gibi geliyor.
dur daha çok sıkışacağız senle, 3 ay daha sabret kuzucum. doğum iznine çıkınca bol bol dinleneceğim senin istediğin pozisyonda.
geçtiğimiz pazartesi doktorumuza kontrole gittik.
1 ayda 900gr almışım, yuppi :)
gerçi iki günde şımarıp; dün nutellalı rulo kek, bugün de tavukgöğsü yedim, utanmadan. akşama 5 km yürürsem ancak eritirim :P
doktor teyzesi ultrasonda kemik boylarını ve kafatası genişliğini ölçtü. herşey olması gerektiği gibiymiş.
kızımız asya, 385 gr ağırlığında ve 23 cm boyunda. bundan sonra kilosu hızla artacakmış. her ay ikiye katlanacakmış gramajı, kısmetse.
önümüzdeki salı ayrıntılı ultrasonumuzun ikinci etabı var. doktorumuz kalp ve safra kesesi oluşumunu inceleyecek. bir de vesikalık fotoğrafını isteyeceğiz, ismail bey'den.
çünkü 22. haftada minyatür boyutlardaki bir yenidoğan görüntüsüne kavuşuyormuş. ağzı-burnu kime benziyor, görebileceğiz :))
annesinin minik kuzusuuuuu, seni çoook seviyorum.

bu arada babamız bana; dünyanın en güzel kargosu diyor. göbişimi öpüp kızıyla da konuşmayı ihmal etmiyor. nasıl bir baba olacak diye düşünüyorum, bazen. kesinlikle sevgi böcüğü bir baba olacak, ondan eminim. bakalım ben nasıl bir anne olmayı başaracağım.
bakalım neler olacak?
macera devam ediyooooor...

20 Kasım 2010 Cumartesi

20.hafta ve kuduruk kızımız asya :)

tekme attı, nihayet...
nasıl sevindim, anlatamam. asya'mın babası "gözlerinin içi gülüyor" diyor, tekmelerken.
nasıl, gülmesin? kızımız, "ben buradayım" diyor artık bize.
evelsi akşam babasına da şov yaptı.
güçlü bir tekme attı, babası da hissetti.
ilk tepkisi "babaya el kalkar mı, höyt" oldu. tabi ki gülerek ve sevinerek. dün akşam da dinledik ama ben içeriden hissettim sadece. babasından mı korktu ne?

yine başladı, annesinin kuzusu...

10 Kasım 2010 Çarşamba

benim kızım çok güçlü maşallah :)

26 Ekim'de Bilsom'daki renkli ultrason randevumuza maaile gittik.
kızımın babası, teyzesi ve tabi ki ben ve asya.

önce endişeliydik sonra doktorumuz ismail bey;
"bu şudur, şu kemik şu kadar cm olmalıdır." deyip de her değerlendirmesinin sonucunda;
"bu normal, bu olması gerektiği gibi" dedi de rahatlamaya başladık.
bu arada ekranda kesit ve hatta kemik haliyle gördüğümüz kızımız, kıpır kıpırdı. bir ara o kadar hareketlendi ki, doktor amcası el parmaklarını görüntüleyemedi. en sonunda mola verelim diyerek,
bizi bekleme odasına yolladı. iki tane kesme şeker yememi söyledi. biraz oturduktan sonra bizi tekrar ultrasona aldı. nihayet sakinlemiş olan kuzumuzun el ve ayak parmaklarını da kontrol etti.

muayene sonrası raporunu hazırladı ve sonucu bize bildirdi:
"%91 sağlıklı. %9luk bir ihtimal hala var ama o da Allah'a kalmış. ileri tıp henüz bu kadarını tespit edebiliyor."dedi ve biz de "ohh" dedik:))
kemik yapısı ve görünüşü ile normal görünen 10.000 bebekten birinin down sendromlu olma olasılığı mevcutmuş. Doktorumuzun da dediği gibi, biz alabileceğimiz önlemi aldık, gerisi Allah'a kalıyor.
inşallah kuzucuğum sağlık ve sıhhatle aramıza katılacak, tüm dualarımız asya ile...
Bilsom'dan çıkınca doktorumuz Sevil Hanım'ı aradık. sonucu bildirdik. amniyosentez işlemine gerek görmediğini söyledi. "%1' lik olasılık için seni ve bebeği tehlikeye atmak istemiyorum" dedi. çünkü amniyosentez işleminden sonra da en fazla %92 sağlıklı sonucu alabiliyormuş. %8 yine Allah'a ve doğaya kalıyor,

kısaca "ohhh" dedik. bu güzel haberler sonucunda;
biraz ürkek, az heveskar ama heyecanlı hamilelik moduma geri döndüm.
22 Kasım, bayram dönüşünde Doruk Özel Bursa Hastanesi'ndeki doktorumuz Sevil Hanım'a rutin kontrolümüze gideceğiz. muhtemelen magnezyum kullanımıma son verecek diye tahmin ediyorum. Bakalım yerine ne verecek ?
30 Kasım'da da tekrar Bilsom'da İsmail Bey ile randevumuz var. kızımızın kalp ve safra kesesini kontrol edecek.

geçtiğimiz hafta yatak döşek hasta olmamın dışında başka problemimiz yok, allaha şükür. Yine Doruk'a gidip gribim için muayene oldum. dahiliyeden Ersin Bey sağolsun, bebeşime zarar vermeyecek düzeydeki kullanabileceğim ilaçları yazdı. çıkışta ilaçlarımı  yine de Sevil Hanım'a kontrol ettirdim, uygun mu diye.
ne olur, ne olmaz :))
3gün raporlu olarak evde dinlendikten sonra pazartesiden bu yana, sürünmeli olarak çalışmaktayım. nihayet bugün kendimi iyicene hissediyorum. önümüz bayram, yoğun haftayı hayırlısı ile sonuçlandırabilirsek, bayram tatilinde bol bol dineneceğim kısmetse. oooh, missss