28 Ocak 2011 Cuma

30. hafta sürprizi...

kızımın boyu 40cm ve kilosu 1700gr.
doktorumuz, dayanırsa 38. haftada 3.700 gr ile doğum yaparsın diyor.
dayanırsa tabi...

benim haylaz kızım, başağı dönmüş bile. kafasını da bir güzel yerleştirmiş kapının oraya. bıraksak çıkacak. o yüzden 10 günlük rapor almak zorunda kaldık. 2 gündür ablamda yatıştaydım. kuzumun babası beni internetsiz bir evde bırakarak yatmamı garantiledi sanırım. bu arada telefonumun da şarjı bitti. iyiden iyiye teknolojiden uzak kaldım. allahtan  dün akşam evimize geldim.
özlemişim.
insanın evi gibisi yok.

doktorumuz "erken doğum tehditi" dediğinden beri korkular sardı dört bir yanımızı.
benim korkum,
"ya bu kiloda doğarsa, hali ne olur benim minik kızımızın" oldu.
iyi ki; aşkım, destekçim, dert ortağım ve sulugözlerime alışkın kocam var da bana sakin sakin:
doktorun dediği gibi yatarak dinlenirsem korkacak birşey olmadığını, bunun sadece bir önlem olduğunu anlattı ve sık sık da hatırlatıyor.

kızımızın babasını başka bir telaş aldı,
"fabrika gripten kırlıyor, ya ben sana mikrobu taşırsam"paniğinde. kendisi henüz hastalık belirtisi göstermemesine rağmen grip ilacı almaya başladı. ne olur ne olmaz, diye. bir de kendisini tecrit odamıza yerleştirdik dün akşam. ayrı gayrı uyuyacağız bir süre. göbişime destek yastıklarımla epey yer kaplamaya başlamıştım zaten. geniş geniş yatmak ikimize de iyi gelecek gibi görünüyor.

teyzemizin telaşı, "bebiş erken gelmeye kalksa daha odası bile hazır değil. bir an önce seçseniz de, getirip kursalar. ben de yerleştirsem" derdinde.

annanemiz ise "bebek neredeyse geliyor daha sizin hazırlıklarınız bitmemiş. kızım, hastane çantan hazır mı? son ay çıkamazsın ağırlaşacaksın dedim de beni dinlemedin. bak şimdi hiç çıkamayacaksın.  zıbını yeter sayıda mı, havlusu var mı? daha tülbentleri hazır değil mi? ne, daha odası gelmedi mi?..."

koyun can, kasap et derdinde desem, kızacaklar bir de üstüne küsecekler, biliyorum.
dün der gibi oldum, onlar da bana küsmüş gibiler zaten. bakalım nasıl düzeleceğiz?

bugün belki daha güneşli bir gün olur, ben daha pozitif olurum. onlar da daha objektif bakarlar, birbirimizi anlayışla karşılarız da tatlıya bağlarız, herşeyi...
kuzum beklemeyi bilirse maksimum 2 ay sonra, pratikte anne olacağım.
dengeleyen, anlayış gösteren, herkesi sakinleştirme görevi olan teorik anne olabilmeyi çoktan başarmışım gibi hissediyorum  bazen.

güzel günler göreceğiz,
güzel, güneşli günler...
inşallah...

19 Ocak 2011 Çarşamba

29. haftamız ve tosunumsu oldum :)

ablam 'tosunumsu çok iyimser tosun oldun sen artık' dese de,
son ay daha da büyüyeceğimi dusunerek tosunumsu olduğumu düşünüyorum, şimdilik.
25 aralikta tartıldığımda 81.9 kiloydum. hamileliğim başından bu yana 7.2 kg. almışım.
bu da tosunumsu ünvanımı hakettiğimin haklı bir göstergesidir.

mide yanmalarım sebebiyle içimde ayva ağacı çıkması kaçınılmaz oldu.
millet midesi için gaviscon çiğiniyor, bense bol bol ayva yiyorum ki, gerçekten çok çok işe yarıyor.
ayva sütü de çoğaltıyormuş, öyle diyorlar.
hamilelikte yediğim kilolarca ayvanın, emzirme safhasında bir işe yarar mi, on bilemiyorum elbet.
yaşayarak göreceğiz.


pencere önü karizmatik pozlarımı, asyamızın yetenekli babası çekti, bu arada. göbüşümle hiç fotoğrafım yoktu. kuzumun nurtopu babaannesi ve berk amcası için çektik bu pozları.
doğup da büyüdüğünde 'ben nerdeydim' diye sorduğunda,
'göbişimin içindeydin o zaman' diyeceğiz.

4 Ocak 2011 Salı

miniciğim, annen seni hissetmeye bayılıyor.

kıpır kıpır.
neşeli olduğunu düşünüyorum, nedense. umarım öyledir.
kuzum tekme atma eylemine geçiş yaptı.
daha önce içerde taklalar atıyordu ben de hissediyordum.
şimdi göbüşe tekme atmaya ve var gücüyle ittirmeye başladı.
göbüş deliğimin 2 cm soluna yerleşip itiyor, kendine yer açmaya çalışır gibi.
ne yaparsa yapsın, onu hissetmeye bayılıyorum :))
masallah annesinin bir tanesine.

bugün yeni taşındığımız semtin  aile hekimliğine giderek kaydımızı kaydırmak için başvurduk. hazır gitmişken tek doz tetanoz aşımı da vuruldum. normalde iki dozmuş ama 3 sene önce çalıştığım belediyede rutin sağlık kontrolü sırasında tetanoz aşısı olmuştum. bir aşının 5 sene geçerliliği varmış. o yüzden tek doz vurulmamda sakınca görmedi doktorumuz.

25. hafta kontrolümüzde 830gr ve 34 cm olduğunu öğrendik.
elimde cetvelle ortalama göbiş konumunu anlamaya çalışıyorum.
sıkışmaya başladı galiba yavaş yavaş.
mümkün olduğu kadar bilgisayarın karşısında dik oturmaya çalışıyorum.
prensesimin yeri daralmasın diye.

bazen ofisteyken içimdeki hareketlerini hissediyorum ama yoğun çalıştığımdan onunla ilgilenemiyorum.
ve öyle olduğunda kızımın zamanını çalıyormuşum gibi hissediyorum.
daha doğmadan böyle hissediyorsam, doğumdan sonra çalışmaya başladığımda kimbilir nasıl hissedeceğim?

şaka maka 27. haftadayız. 13 haftamız kaldı teorik olarak. pratikte kızımız 10-15 gün erken gelebilirmiş. 
kısmet bakalım, sağlıkla gelsin de, gerisi boş...